Ne Giydim | Falan Filan Hayvan Partisi Mavisi




Benim bu her şey uyumlu olsun, görsel anlamda bir şey ifade etsin diye takıntılarım ne olacak merak ediyorum doğrusu. Nitekim Falan Filan Hayvan partisine giderken kitabın kapak rengine uygun olarak giyinmek istedim. Gönlüm sarıdan yanaydı ama elimde tamda kitapla aynı maviden elbisem vardı. Boyu uzun ve yakasındaki taşlı tokasıyla ancak 90'lar partisine gidebilirdim ama parti günü ışık hızıyla tadilattan geçirildi ve bu hale geldi. Boyunun uzunluğu konusu pek içime sinmese de bu elbiseyi giyerek çok doğru bir seçim yapmışım. Fotoğraflarda inanılmaz canlı çıktı. Benim gibi esmerseniz bu renk tam size göre! 




Parti ile ilgili detaylı yazım için :
http://discoobenbudak.blogspot.com/2013/05/hayvan-party.html



Kitap Önerisi | Falan Filan Hayvan



Geçen yaz Falan Filan'ı okurken ikinci kitabın çok daha güzel olacağını tahmin etmiştim. Nitekim Falan Filan Hayvan'ı bir günde okuyup bitirince ne kadar haklı olduğumu anladım. 
Her daim köşe yazısı yazan, Adam In Town için trendleri kaleme alan, tamamen yazmaya kodlanmış bir beynin ikinci kitabında 'tamamdır' demek tesadüf olmasa gerek. 

Oben'in kitaplarının dilini o kadar seviyorum ki, Cemal'i resmen Oben olarak konuşturdum  kafamda. İşin içine ses tonu girince tadından yenmedi. Bu kez de kitabın 18. sayfasında "İrem" adlı bir karakter var ama inanın ben kendisini hiiçç tanımıyorum :p 
Cemal'in hayvanlıklarını görünce erkeklerin birçok anlamsız davranışlarını önemsememeye karar verdim. Çünkü biz kadınlar gibi kafalarında kırk tane tilki dolaşmıyor. Düz mantık olarak ne hissediyorlarsa onu yaşıyorlar. Daha mı dürüstler diye de düşünmeden edemedim doğrusu. Ama yine de hayvanlık yapmalarına dayanamıyorum. Bu düz mantıklılık duygularını yok ediyor sanırım. Beyler o yüzden kitabı okuyun ve bunları yapmayın lütfen :)

Artık Obence yazılan Falan Filan'lar hem marka değeri taşıyor hemde kendine özgü tarzıyla yepyeni bir roman anlayışı sunuyor bize. Kapak rengi, içerisindeki görseller ve anlatımı bunun en iyi göstergeleri. 

E artık kitap yazarlığında kendini kanıtlayan Oben'in single yapma zamanı geldi derim ben :)











Unutmadan; http://hayvan.im/ sitesine hayvanlıklarınızı yazabilirsiniz. 



Ne Giydim | Tak Şu Kemeri Beline


Gardrobumdaki 153256 tane siyah elbisemden birini seçerken hiç bu kadar zorlanmamıştım. İlk kez bir arkadaşımın düğününe katıldığım için ne giyeceğim konusunda karar vermekte oldukça zorlandım. Çok sevdiğim arkadaşımın en mutlu gününde toplantıya gider gibi olmamak için normalde elbisenin belinde olan ince, deri kemeri değiştirdim. Saçımı ve makyajımı da yaptıktan sonra bu akşam kimse beni pistten indiremeyecekti. :)










Elbise: No Name
Kemer: Mango
Ayakkabı: Steve Madden Luxe
Çanta: İpekyol



Ne Giydim | Kolye İçin Kombin



Çok severek aldığınız ve müthiş kombinler yapacağınıza inandığınız bir kolyeyi yaklaşık üç aydır hiçbir kıyafetinize uyduramadıysanız ne yaparsınız? Benim gibi hala umudunuz varsa şansınızı denersiniz. Hoş, yinede pek içime sinmedi ama giydim gitti ;)














Jean Gömlek: H&M
Etek: Vintage
Çanta: Samsonite
Sandalet: İnci
Kolye: Stradivarius
Bileklikler ve Yüzük: Topshop, Stylish Accessories



Ne Giydim | Gülhane'de Bir Pazar



Küçüklüğümde konsere, hayvanat bahçesine ve lunaparka gittiğim Gülhane, şimdilerde sadece park olarak kullanılıyor. O zamanlar biz çocuklar için bulunmaz eğlence mekanıyken şuan sadece çiçeklerin mekanı olması beni üzmüyor değil doğrusu. Çay bahçeleri de olmasa hiç gitme ihtiyacı duymayacağım ama insan özlüyor işte.
Yeni aldığım fotoğraf makinam ile deneme amaçlı çektiğim fotoğraflarla küçük bir Gülhane turu attıracağım sizlere. Sonunda da "ne giydim" vaarr :))
















Her şey iyi güzel de, Gülhane'nin içerisindeki cafelerde yer bulmak biraz zor. Bugün o sayede Sarayburnu'na inip enfes bir manzara keşfettim. Gülhane Parkı'ndan çıkınca deniz tarafına doğru yürürseniz bir çay bahçesi çıkacak karşınıza. Türk kahvesi de inanılmaz güzeldi. Coffeerem'den tavsiye olunur ;) 









Gelelim ne giydim kısmına. Hem pazar günü hemde yürüyüş amaçlı dışarı çıkılan bir gün olunca rahat kıyafetler seçmek kaçınılmazdı. En sevdiğim jeanlerimden birini giyip üzerine kazak seçmek bir hayli kolay oldu. Oldukça da rahat ;)













Kazak: Koton
Jean: H&M
Ayakkabı: Elle
Çanta: Mavi Jeans

Ne Giydim | Limon Sarısı



"Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç?" şarkısı en sevdiğim şarkılardandır. Ve ne zaman bir İlkbahar sabahı güneşle uyansam aklıma gelir.
 Arkadaşlarımla kahvaltıya gittiğim bir Cumartesi sabahı baktım güneş bana gülümsüyor, baharın en güzel renklerini bir araya getirdim. İçimden şarkıyı mırıldanarak tabii :)






Kazak: Zara
Pantolon: Koton
Ayakkabı: Guess
Şal: H&M
Gözlük: Koton

Kitap Önerisi | Son Ada



Bir kitabın kapağına, yazarına bakınca az çok size konusuyla ilgili bilgi verir. Genelde kapağının ilgi çekici olması o kitabı almamıza neden olabilir gibi düşünülse de, ben yazarına göre okumayı seçenlerdenim. 
Son Ada'nın kapağını görünce malumunuz olayların bir adada geçeceğini tahmin ettim fakat Livaneli'nin bu sefer çok farklı bir kitabıyla karşılaştım. Kitabın giriş kısmında Yaşar Kemal'in Zülfü Livaneli ve Son Ada ile ilgili yazısında bahsettiği gibi Livaneli "edebiyatın büyük görkemli kapısından" bu romanıyla girmiştir. Bence de bizlere bambaşka dünyanın kapılarını açmış kendisi.

Hayal gücünüzün sınırlarını zorladığı, kurgusu muazzam şekilde yapılmış, dili yalın, sizi tamamen konunun içine alan, gerçekten öyle bir ada olduğuna inanma noktasına geldiğiniz, yormadan merak duygunuzu kamçılayan mutlaka okunmanız gereken bir roman.

Yaklaşık iki ay önce okumama rağmen hala başucumda duruyor. Gördükçe gülümsüyorum. Ve Zülfü Livaneli'yi çok seviyorum. 


Konser | Justin Bieber Believe Tour / Turkey




Hepimizin bildiği üzere "Türkiye'den Justin Bieber geçti." 

Yaş ortalamasının 14 olduğu konsere, 24 yaşındayken gidip hiçbir şarkısını bilmeden izlemek gerçekten akıl karı değildi ama gözlem yapma açısından oldukça verimli oldu benim için. Sosyal medya üzerinden paylaştığım fotoğrafları gören arkadaşlarımın yorumları, aramaları, mesajları bitmese de ben o konsere gittim! Şimdi gidemeyen tüm Belieber kardeşlerim ve garipseyen gözlerle bana bakan arkadaşlarım için izlenimlerimi yazıyorum. Ve bu konuya son noktayı koyuyorum. 






Konser başlamadan önce uzun kuyruklar, müthiş kalabalık, çocuğunun peşinde anne-babalar, Justin'li t-shirtler/maskeler, arkadan bakınca 25 önden bakınca 15 yaşında görünen kızlar gözüme takılanlar arasındaydı. 


Tam 21.30'a kadar saatlerce ayakta beklediğimiz yetmiyormuş gibi birde kızların durup durup attıkları çığlıklara maruz kalmak inanılmazdı. Türkiye'de hiçbir konserin 21.00'dan önce başlamayacağını bilmediklerinden zaman zaman isyan ettiler. O neyse de çocuğu bu kadar çok sevip, en önden izlemek için tonla para verip gelenlerin "yuuhh"laması en garipsediğim olayların başındaydı. Düşünüyorum da ben o kadar çok sevsem 10 saat bile beklerdim sesim çıkmadan. :)


Neyse, yaş ortalamasının 14 olduğunu düşünürsek çok önemsenecek bir olay değildi. Asıl önemsediğim konulardan biri de, hepsinin ellerinde en pahalı akıllı telefonlardan olması. Ortaöğretim düzeyindeki çocukların elinde onları görmek oldukça düşündürücü gerçekten.

Şahit olduğum bir anne kız konuşması ise şöyleydi. Uzun süren bekleme sırasında "o kadar para verip geldik hala çıkmadı. Zaten hayırlı işe de kullanmıyor o paraları. Uyuşturucu alıyor." diyen anneye kızının yanıtı "anne sen onun neler çektiğini bilmiyorsun ama. Ayrıca o sanatçı!"
İşte sırf bu konuşmayı duyduğum için bile gittiğime değdi diyebilirim.



Sahne şovu ve kıyafetlere gelecek olursak ortada şov diyebileceğim tek şey ışıklardı. Bütün ihtişam ışıklardan kaynaklanıyordu. Birkaç dansçıdan başka bir şov göremedim ben. 
Kıyafet deyince beyaz bir atleti giyip sahneye çıkmak benim en kabul edemeyeceğim şeylerdendir. Bizim şarkıcılarımız giyse ne diyeceğimiz ortada ama işte konu Justin olunca akan sular duruyor. Pantolona hiç yorum yapmayacağım. Düşük belin dizlerdeki halini gördük demem yeterli olacaktır herhalde. 




Hayran olduğun birine bu kadar yakın olmak ne demektir bildiğim için genç kızların heyecanını anlıyorum. Ankara'dan Bursa'dan kalkıp gelmeleri bunun en büyük göstergesi. Yine de güzel bir gece geçirdik. Umarım Justin de memnun kalmıştır. 


Not: Konsere giderken giydiğim kıyafetim için buraya tıklayabilirsiniz.



Ne Giydim | Deri Ceket



Dün akşamdan beri Justin Bieber konusu devam ederken, konserle ilgili izlenimlerimi paylaşmadan önce ne giydiğime bakalım istedim. Aslında alerjimin nefes aldırmadığı bir günümdeydim. Evden dışarı adım atacak halim yokken konsere gitmek biraz zor oldu ama olsun. Hem deri ceketin altına bir kot geçirdiniz mi, hiçbir şeyiniz yokmuş gibi davranabiliyorsunuz.. ;)







                               Coffeerem 'de İTÜ'nün çimlerinden nasibini aldı tabii :)





Deri Ceket: Pique
T-shirt: De Facto
Pantolon: Koton
Babet: Stradivarius
Çanta: Mavi Jeans
Bileklikler: Stylish Accessories