30 Temmuz 2013

Kitap Önerisi | Kardeşimin Hikayesi



En başında söyleyeyim bu kitapta anlatılan hikaye öyle bildiğiniz hikayelerden değil. Adına bakıp sıradan bir konudur diye düşünürseniz yanılırsınız. Livaneli'nin kitaplarının hepsini okuyan biri olarak Serenad'ın yeri başkadır ama bu kitabın ondan aşağı kalır yanı yok.

Dil konusunda pek fazla yenilik olmasa da yine bildiğimiz Livaneli tarzı. Sade ve günlük konuşma dilinden uzak değil, bir o kadar bizden. Eminim iki gün bile fazla gelecektir bitirmeniz için. 

"Unutmak" insanlara verilmiş en güzel hediye düşünürdüm hep. Bu kitapta da gördümki gerçekten öyleymiş. Aşkı, acıyı, sevinci her şeyi ama her şeyi unutabilmek, en azından ilk günkü gibi hissetmemek yaşayabilmemiz için en gerekli şey. Tabii bazen öyle hikayelerimiz olur ki, unutmak bir yana hatırlamak bile bizim için hediyedir. Hikayeyi en baştan yazmak bile gerekebilir. 

Kitabın arka kapağında "Aşk, uçurumun kenarında gözü bağlı yürümektir."  diyor ya, gerçekten öyle. Daha kitabın arka kapağını okuduğunuzda başlıyor sorgulamalar. Gerçekten öyle midir diye. Okuyunca da çok farklı aşk anlayışıyla karşılaşıyorsunuz benden söylemesi. 
Mesela ben hala soruyorum kendime.
Aşk, sahiden nedir diye...



*Fotoğraf çekimi için kardeşim Ecem'e teşekkürler.



0 yorum:

Yorum Gönder