İyiki Doğmuşum.
Bekle, durMA!
Beklerken yoruluyor insan.
Aslında hiç çaba sarfetmiyor ama kilometrelerce koşmuş gibi nefes nefese kalıyor.
Sanki hiç durmadan sabahtan akşama kadar yürümüş, bütün şehri yalın ayak gezmiş gibi hissediyor.
Hemde öyle yoruluyor ki, beklediği şey gerçekleştiğinde onun hissettirdiklerini yaşamaya bile gücü kalmıyor.
Hiçbir şey yapmadan nasıl bu kadar yol katettiğini, ayakları değil beyni yorulunca anlıyor.
Ve öğreniyor ki, yürümeden de çok uzaklara gidilebiliyor.
Sadece bekliyor insan. Belki öne doğru koşmuyor ama geriye de gitmiyor.
Öylece duruyor yerinde. Etrafındakilere bakıyor da ne seslerini duyuyor ne de onları görüyor.
Çünkü o sadece bekliyor.
Hatta bazen nefes alamıyor. Aldırmıyor o beklediği her neyse.
Zaten yaşadığı hayal kırıklığından sonra nefes alsa da farketmiyor.
Bir zaman sonra nefessiz yaşamayı öğreniyorda, beklememeyi öğrenemiyor...
Canı bile acımıyor artık.
Heykel gibi, kaya gibi duygu geçirmez oluyor.
Beklenen gelmeyince o da gidiyor artık istediği yere.
İçindeki o kocaman boşlukla,
Yana yana, döne döne, söve söve gidiyor kendinden.
Bu yorgunlukla ne kadar gidebilirse işte.
Moskova Metrosu Hayalim...
Ayrıca istasyon isimleri tabiatıyla Rusça yazdığı için ve İngiliz lisanına pay vermediklerinden dolayı yön bulmanız çok zor… Bu nedenle her şeyden önce bir Moskova Metrosu planı edinmeniz gerekiyor. Öyle Moskova Metrosu’nda hemen plan bulabileceğinizi zannetmeyin. O nedenle seyahate çıkmadan önce internetten metro planını indirmenizde fayda var. İndiremezsiniz mutlaka Moskova’ya indiğinizde bir büyük otelden veya Metro istasyonlarından birine girerek Moskova haritasıyla, metro planını isteminiz sizin için hayati bir ihtiyaç olabilir.





I Love MDNA, Thank You Dear God!
Bu Hafta Ne Giydim
Kahve Fotoğraflarım Pinterest'te! "I ♥ Coffee"
Sözyaşlarım...
Hepsinin yalnızlığı kendine.

Dinlemeye Doyamadıklarım...


Kitap Önerisi | Bir Haftada İki Roman
Murathan Mungan kitaplarını okuyunca aşkı yeni öğrenecek küçük bir çocuk gibi hissediyorum kendimi. Kendisi her ne kadar "yazınca da geçmiyor" dese de, onun yazdıkları bize geçiyor aslında. Bütün ezberlerimi bozdurup, bildiklerimi sorgulatıyor. Hatta bana "sence aşk nedir?" diye sorsanız "Murathan Mungan'ın aşk üzere henüz söylemediği sözdür" derim. Onun aşka aşık oluşuna aşığım ve bir kez onun gibi sevebilmek için her şeyimi feda edebilirim.
Kitabı okumanızı tavsiye ediyorum yazmama bile gerek yok sanırım. Aşkı cebinde taşımayı kim istemez ki?
Ve ikinci okuduğum kitabım da Hande Altaylı'nın Kahperengi isimli romanı. Bu kitabı ilk olarak Hande Altaylı'nın Ayşe Arman'la yaptığı röportaj sayesinde duymuştum. Aslında kitaptan çok kendini anlattığı röportajında onu kendime benzettim. Hayata bakışımız ve duruşumuz hemen hemen aynı gibiydi. Röportajı okurken kendimi okuyormuşum gibi hissettim. Böyle olunca da hangi burçtan olduğunu öğrenmezsem olmazdı. :)
Twitter'dan sorduğumda aldığım yanıta hiç şaşırmadım. Tabiki İkizler! Zaten bu kendini bilirlik başka bir burçta olamazdı. Boşuna kendime benzetmediğimi böylece anlamış oldum. Sonrasında D&R'ın internet sitesinde kitap siparişimi bir tıkla gerçekleştirdim.
Hikaye, kurgu, anlatım biçimi yani her şeyiyle mükemmeldi. Bitmesini istemediğiniz kitaplar vardır ya, bu da öyleydi benim için. Kahramanlar çok iyi analiz edilmiş ve gerçeklik bir ayna gibi yüzünüze yansıtılıyordu. Zaten kitabı bitirince de hem kahramanlarına hem yazarına "vayy bee, aferin" demeden edemedim. Anlayacağınız sağlam kişilik, sağlam bir hikaye ile anlatılmıştı. Unutamayacağım hikayelerden biri ve oldu kitaplığımda yerini aldı. Siz de mutlaka okuyun derim.
Bahar
Ben başka baharları bekliyorum.
Bunu istemiyorum.
Kimsenin görmediği, herkesin yaşamak istediği o dokunulmamış hayatı bekliyorum.
Neden inandığımı bilmeden, sorgulamadan o yolda yürümeyi diliyorum.
Ona doğru yorulmadan koşmak istiyorum.
Kimseyi istemiyorum yanımda.
Bir başıma olmalıyım bu yolda.
Yalnızlık her zaman insana iyi gelir ya,
Kendimi bile istemiyorum aslında.
İnsanlar Her Zaman Terkeder
Şarkılara Yazı Yazan Kız