25 Kasım 2013

Kitap Önerisi | "Fotoğraf" Tırnak İçinde



Artık hepimizin sağ elinin işaret parmağı deklanşörde. Zira hepimiz birer 'fotoğrafçıyız' tırnak içinde. Yaptığım her işi bütün yönleriyle öğrenmem gerektiğini düşündüğümden beri yüzeysel olamıyorum. Bu kitapta fotoğraf makinesi edindikten sonra kursa başlamamla birlikte fotoğrafa dair okuduğum ilk kitap olma özelliğini taşıyor. Son olmayacağı da kesin. 

Bu kitaptan öğrendiğim en temel şey; fotoğrafa giden yolu resimden geçtiği. Önce ressamları, resimleri, teknikleri ve hatta sanat tarihini anlayıp zamanla fotoğrafa uzanmak gerektiğini net bir şekilde gördüm. Görmeden önce düşünmeyi öğrendi Leonardo Da Vinci. Mona Lisa o yüzden çok güzel. Michelangelo, Tanrı'yı resmetti birçok defa. Ama hiçbirinde bize inandıklarıyla ilgili kesin bir sonuca vardıramadı. Caravaggio resimlerine bakınca fotoğraf sanatçısı olabilir miydi düşünmemek elde değil. "Işığın sanatçısı" olarak ışık-gölge ilişkisini en iyi anlatan fotoğraf sanatçısı olurdu şüphesiz. Van Gogh'un sadece resim yaparken kendini yaşıyor hissetmesi de resime duyduğu aşktı belki de. 

Fotoğrafın geçtiği yollar teknoloji adı altında tek tuş haline geldiyse de, aslında eskiyle aynı duyguları yakalamak daha da zorlaştı. Ressamlarda da görülen etkilenmeleri fotoğrafta görmemek imkansız. Ara Güler'in Kadın ve Allah isimli fotoğrafını şimdi ben çeksem hiçbir tesiri olmayacak. Çünkü Henri Cartier Bresson'un dediği gibi "Ben deklanşöre bastıktan sonra fotoğrafı bitmiş sayarım." Bazı fotoğraflarda o an biter. Tekrar çekseniz de size ait olmaz artık.


Fotoğraf uzun ve sonsuz bir yolculuk. Yeni başladım ama hızla ilerlemek istiyorum.


Van Gogh







0 yorum:

Yorum Gönder