Ne Giydim | Düğünler Güzeldir





Düğüne gitmeyi hep sevmişimdir. Dans etmeyi sevdiğimden illaki eğlenirim. Ama bazılarında daha çok eğlenirim. Gelin ve damatla bağlantılı bulurum bu durumu. Mesela dün akşam son zamanlardaki en eğlenceli düğünlerden birindeydim. Bu tamamen evlenen çiftten bize yansıyan iyi enerjinin sonucuydu. Düğünün yapıldığı Ataköy Marina Nossa Costa'da keyifli bir yermiş. Düğün için iyi bir seçim, aklınızda bulunsun. ;)

Gelelim ne giydim kısmına... Düğünlerde kıyafet konusunda en şanslımız gelindir kuşkusuz. Aylar öncesinden hazırlanan gelinliğiyle ne kadar uğraşsa da en azından o akşam ne giyeceğim derdi yok yani :)
Şunu da belirtmeliyim ki, gelinlik herkese yakışıyor ama bazılarına daha çok yakışıyor. Eskiden çok önemsemezdim ama güzel gelinlik çok şey ifade ediyormuş cidden. Dün akşam çok net bir şekilde gördüm bunu. Gelinlik modasını takip etmiyorum ama sanırım prenses modeli dediklerindendi. Yazımın sonunda görebilirsiniz. ;)

Aileden birinin düğünü değilse abartılı elbiseyle şıkır pıkır ortalarda salınmaktan hep korkmuşumdur. Dün akşam da ne giysem diye epey düşündükten sonra, gelinin kardeşinden hallice olduğum kesin. ;) 
Ne yapalım, bu seferlikte böyle oluversin. 











Elbise: Marks & Spencer
Çanta: Mango
Yüzükler: H&M



Üzgünüm, çok net değil :(

Direndikçe Diriliyorum





Son bir aydır tahmin bile edemeyeceğimiz olaylar yaşıyoruz. Hayatmıza yeni giren kavramlar, insanlar, çokça siyaset ve bununla birlikte "bundan sonra ne olacak?" sorusuna aranan cevaplarla geçiyor günlerimiz. Gördüklerimiz karşısında adaletin terazisine olan inancımız neredeyse kalmazken, vicdanımızın sesini daha çok duyar olduğumuz bir gerçek. Ayrıştırılmaya çalışılırken "durun, biz kardeşiz" diye sesimizi yükseltmemizin sebebi daha fazla özgürlük içindi. Hepimizin zaten birçok sorunla başettiği hayatta, sırtımıza kendimizle birlikte henüz doğmamış çocuklarımızı da yükledik. Ve hepimiz için direndik.


24 yaşına yeni girmiş bir genç olarak, bu ortamda ne hissedeceğimi zaman zaman bilemiyorum. Ama şunu çok net görüyorum ki,  geleceğe dair hayal kurmaya ve isteklerime biraz ara verdim. Gezi Parkı'ndan önce hissettiğim 'böyle gelmiş böyle gider' tavrı tamamen değişse de, bilinmezlik hala devam etmekte. Umutlarım başka baharları bekliyor şimdilik.

Kariyer açısından düşünürsek medya/sosyal medyada çalışmak isteyen biri için bu sürecin etkisi nasıl olacak merak içindeyim. Yıllar önce bitirdğim İnternet Gazeteciliği bölümünün her geçen gün daha da önem kazanmasının yanı sıra getirilecek yasaklarla/düzenlemelerle  birlikte yeniden şekilleneceği bir gerçek. 

Bu süre zarfında medyanın halini göz önünde bulundurursak, iş bulma imkanımız gittikçe azalmış durumda. "Yandaş Medya'ya hizmet edeceğime yan gelir yatarım" diyenlerin sayısı  eminim gün geçtikçe çoğalacak. Bana kalırsa bundan sonra birçok gazeteci kendi sitesini açacak, fikirleri uyuşan birkaç kişi birleşip sosyal medyanın etkisiyle kendi haberlerini kendileri yapacaklar. Bireysellik daha fazla ön plana çıkarak ismine güvendiğimiz kişilerin primleri git gide artacak, diğerleri biz toz bulutu gibi zamanla yok olacak.  

Bu süreçte bakalım kalan sağlardan hangileri bizim olacak, bizler nerelerde olacağız. Meraktayız...



Ne Giydim | Beyaz İçinde Siyah






İyi giyinmek için her zaman iyi bir ruh hali gerekmiyor. Hatta kendinizi iyi hissetmek için en sevdiğiniz kıyafetlerinizden yardım almak kadar doğalı yok. Sevdiğiniz kişiyi yanınızda istemeniz gibi bir şey belki... 

Kışın neredeyse hiç takmadığım şapkalarımın acısını yazın bir hayli çıkarttığım doğrudur. Her geçen gün gardrobuma yenisini eklerken çoçuklar gibi seviniyorum. Şapkaların haricinde bu yaz "beyaz üzeri beyaz" giyinmek oldukça moda olduğundan zahmetsiz bir kombin oldu kendileri. 













Şapka: H&M
T-shirt: H&M
Jean: Koton
Sandalet: Canzone
Bileklik: Stylish Accessories
Yüzükler: H&M