Gidemedikçe Kalamamak
Ezip geçemezsin, bırakıp kaçamazsın, istesen de gidemezsin.
Kendi kendine debelenir, bir sonuca varamazsın.
Kırmak istemedikçe kırılır, düşündükçe düşünülmezsin.
İsteklerini erteler, sonra yakalayamazsin.
Hayat bu kadardır işte...
Gidemedikçe kalamazsin.
iiremim
Yaşamak...

iiremim
Kadınım Diye Zorunda Mıyım?
Zorundasın.
Her şeyi bilmen ama çok konuşmaman gerektiği için susmak zorundasın.
Evini, işini, eşinin arkasını, çocuklarının odasını, saçını toplamak zorundasın.
Eski sevgililerini hayatından, kıyafetlerini dolabından, makyajını yüzünden çıkarmak zorundasın.
Kahveyi köpüklü, yemeği tadında, ütüyü çift çizgisiz yapmak zorundasın.
Yalnızları oynasan da etrafındaki herkesi birlik içinde tutmak zorundasın.
Edepli gülmek, kalbine söz geçirmek, özlediğini belli etmemek zorundasın.
Gülüşüne, oturup - kalkmana, etiğinin boyuna dikkat etmek zorundasın.
El bebek gül bebek büyütülüp, bir öküze denk geldin mi susup oturmak zorundasın.
İçki içip sarhoş olsan bile her zaman hanım olmak zorundasın.
Koşulsuz severek, karşılık beklemeden her şeyini vermek zorundasın.
Yoktan var etmek zorundasın.
Her gün güneşi doğurmak zorundasın.
Bazen hiçbir şey yokmuş gibi için kan ağlarken gülmek zorundasın.
Ve
En zoruda her şeye rağmen "yaşamak" zorundasın.
Zorundayım.
iiremim Van Gogh Alive Dijital Sanat Sergisi'nde
En başta belirteyim, sergiye gitme imkanı olanlar okumasın bu post'umu :)
Sütunlara projeksiyonlarla yansıtılan resimler harika görünüyordu. |
Yıllar önce ortaokuldayken Van Gogh'un odasını çizdiğimde bir gün içinde olacağım hiç aklıma gelmezdi. Hatta bu nasıl oda böyle diye bir anlam veremezdim. Şimdi anlıyorum o odanın güzelliğini... Hayallerini kurduğu, geleceği beklediği yeri...
Bir tek odası yoktu tabii, bahçesi, portesi, kiraz ağaçları, değirmeni, yıldızlı gecesi, tenleri, rayları...
Kısacası hayatı oradaydı ve hepsi çok gerçekti. Söylediği gibi de oldu. Onun o zaman yaptığı hayali resimler, şimdi gerçek oldu.
Zor bir hayat geçiren Van Gogh, arkasında 900 suluboya/yağlıboya resim ve 1100 karakalem çalışma bıraktı. Fakat milyon dolara satılan tabloları onu geri getirmedi. Sefaleti bitiremeyen kardeşi de daha fazla dayanamayarak altı ay sonra onun yanına gitti.
Daha fazlası için
bu siteyi ziyaret edebilirsiniz.
Gray Friday :)
Buda Benim Modam :)
Kıyafetlerimi aksesuarlarımla mutlaka tamamlanırım. Yüzüklerim, küpelerim ve kolyelerim olmazsa olmazlarımdır. Genelde aksesuarlarımı çok pahalı almamaya özen gösteririm. Çabuk sıkıldığım ve modası çok çabuk geçtiği için önemsemem açıkçası.
Ayakkabılarım ise tutkumdur. Hepsini yanyana dizip uzun süre izleyebilirim. Bu durum erkeklere alay konusu olsa da hepimiz seviyoruz ayakkabılarımızı. Değil mi kızlar? :)
Fotoğraflarda gördüğünüz kıyafetlerin çoğu ofiste giydiğim kıyafetler. Kumaş pantolon giyme zorunluluğu olduğu için her gün ne giysem diye zorlanmıyor değilim açıkçası. Lacivert, gri, kahverengi, siyah ve dışında pek fazla seçenek olmadığı içinde klasik oluyor mecburen. Gömleğin yanı sıra fotoğrafta da gördüğünüz gibi şık bluzlar tercih ediyorum. Aksesuar ve ayakkabıyla da kombinimi tamamlıyorum.
Özel davetlere giderken ve gece dışarı çıkarken elbise giymeye özen gösteririm. Nedense gece dışarı çıkmak demek elbise giymek demektir benim için. Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz gibi Fashion Week'de de Mango elbise tercih ettim. :)
Lacoste'un "I Hate Valentine's Day" partisinde bu elbiseyi giymiştim. |
Bir düğüne katılırken giydiğim elbise. |
Bu elbiseyi de Oben'le eğlenmeye giderken giymiştim. |
Değişik oje denemelerim de olur çoğu zaman. Mesela bunu bir blogda gördüm ve denedim. Gazete oje :)
Parfüm konusuna gelince Dior'un J'adore'unu kullanıyorum yıllardır. Ama daha dün bunu aldım. Şu ara tercihim bu olacak. Çok seversem devamlı kullanabilirim.
Fotoğraflar çok net değil farkındayım ama böyle bir yayın hazırlamak gibi düşüncem yoktu bunları çekerken. Iphone'la çektiğim için çok kaliteli değil ve hatta bazılarına filtre uygulamıştım. Boydan çekilmiş çok fazla fotoğrafım yok farkındayım. Moda blogu yapmadığım için önemsememişim :)
Yine de bu yazıyı hazırlamak hoşuma gitti. Her şeyden kısa kısa bahsettim. Eğer çok beğenirseniz daha fazla şeyler yapabilirim.
Fikirlerinizi benimle paylaşırsanız da çok sevinirim.
Teşekkürler :))